Sevil Suyabatmaz pencil skirt/etek
Ayşe Deniz Yeğin top
NR39 shoes/ayakkabı
H&M clutch/çanta
My childhood was full of Burda magazines. We had to have a new outfıt or more every holiday. What an exciting process that was to dive into the magazines, to find what you want, to draw the dress patterns, to dream and picture yourself in it, to wait till the end (usually done not before the dawn of the first day of the holidays). Going to the fancy mancy stores (at least we used to think so by then) to get matching (or not) shoes. This story used to take place in my grandma's house with my mom, aunts, my sister and cousins. Moms were playing the helpers to the grandma. Well, since then apprentices have become the masters of course. I cannot say the same for the third generation (me, my sister and my cousins), though. My mom inherited the profession until.. Once ready-to-wear was more affordable, prevalent and charming, sewing machines suddenly turned into decorations in the houses.
Enough about past, right? Couple days ago, my mom took me back to my childhood again when she sent these precious gifts. This skirt came with the blouse I mentioned in the previous posts. Back slit pencil skirt, little glasses on the smooth satin fabric. She did not even check the fit. She is that good, I am telling you ;)
Another memorable piece from my childhood, her grape earrings. Love, love, love you mother!
***
Çocukluğum Burda dergilerinin arasında geçti. Her bayram yeni bir kıyafet giyinmek zorundayız diye bilirdik. Nasıl zevkliydi dergilerin içinde boğulup kıyafet seçmeye çalışmak, beğenmek, patronları çıkarmak, kendini onun içinde hayal etmek ve çoğunlukla bayram sabahına kadar uzayan son rötüşlerini beklemek. Cicili bicili ayakkabı mağazalarına (en azından o zamanlar öyle düşünüyorduk) gidip uygun (ya da değil) ayakkabılar almak. Bu hikaye genellikle babaanneciğimin evinde geçerdi. Annem, halam, yengem ve kuzenlerim. Anneler babaanneme yardımcı görevindeydi. Tabi o zamandan sonra çıraklar usta oldu. Maalesef aynısını 3. jenerasyon (ben, kardeşim ve kuzenlerim) için söyleyemeyeceğim. Anneciğim terziliği devraldı, ta ki.. Ne zaman ki tüfek icat oldu :P, ne zaman ki hazır giyim çok yaygın, daha çekici ve ekonomik oldu, dikiş makineleri aniden kenar süsü olmaya mahkum oldu.
Geçmiş hakkında okuduklarınız yeter değil mi? Birkaç gün önce, annem gönderdiği çok değerli hediyeleri ile aldı beni, yine götürdü çocukluğuma. Eteğim geçenlerde bahsettiğim bluzumla birlikte geldi. Arkadan yırtmaçlı kalem etek, saten kumaş üzerine minik gözlük desenleri. Tek bir prova bile yapmadan.. Söylüyorum size, işte canım annem bu kadar yetenekli ;)
Çocukluğumun unutulmaz parçalarından biri de annemin üzüm salkımı küpeleri. Seni çok ama çooooook seviyorum annem!